Oyunda gerçekçi ve tarihsel modların yanında çok garip ve eğlenceli modlarda bulunuyor; örneğin Assassin's Creed modundan bir kare |
Seslere değinmeden önce oyunu da bu kadar eleştirmişken belirtmek isterim ki bir savaşta rakibimizin askerlerini yakın dövüş silahları ile öldürdükçe üstümüz kan olacak ve bir süre sonra tamamen kanla kaplanacağız. Bu savaşta ileri atılma, saldırma gücü veriyor resmen fakat tepelerdeki ağır arbeletlilerin okları sizi normale döndürüyor(!)
Grafikler yeterli seviyede olmasa da sizi tatmin edicektir |
Atların yere sertçe çarpan toynak sesleri, size ölümü getiren süvarilerin habercisi! |
![]() |
Savaş alanları atmosfer bakımından başarılı |
Kalradya adında bölünmüş bir diyar içerisinde Kergit Hanlığı, Svadya Krallığı, Rodok Krallığı, Sarranid Sultanları, Nord Krallığı ve Veagir Krallığı olmak üzere 6 devlet bulunmakta ve her devlet kendini diyarın imparatoru olarak görüyor kendine özgü bir şekilde. Her krallık kendine özgü birimlere ve silahlara sahip. Her ülkenin birbirine karşı farklı alanlarda üstünlüğü var ve bu çok iyi dengelenmiş. Misal Kergitler açık alanda çok üstün olmalarına rağmen Rodok ve Nordlar kalelerde sağ asker bırakmıyor. Devlet yapay zekaları gerçekten iyi. Çoğu devlet iki cephede birden savaşmak istemiyor ve gerektiğinde diğer bir devletle ateşkes antlaşması imzalıyor. Fakat bu ateşkesler uzun sürmüyor. Sürekli sınır vakaları gerçekleşiyor. Misal bir köy diğer devletin imarında bulunan bir köyden inek, kız kaçırıyor ya da bir kral rakip topraklarda ki köyü kendine vergiye bağlıyor. Zorda olsa bir kral lordlarını başka bir krala kaptırdığında savaş açabiliyor. Krallıkların en önemli noktalarından biri gerçekteki milletlerden esinlenmiş olmaları. Örneğin Svadya, Rodok ve Nord daha Avrupa tarzı, Sarranidler Arap ve Kergitler de Türk-Moğol tarzı bir savaş ve millet yapısına sahip.
Oyunda ne yaparsanız yapın savaşlar ticaretin can damarını oluşturuyor ve ticaret bizim kendimizi geliştirebilmemizin en önemli yollarından biri. Ticaret köyler ve kervanlar vasıtası ile yapılıyor. Üretimi yapan köy kervanlar aracılığı ile malları şehirden şehire dolaştırıyor. Ve bir kervan savaşın en karlı yönünü oluşturuyor.Eğer ki kervanı yakalayıp yenebilecek gücünüz varsa ,buraya dikkat çekmek istiyorum eğer yeterli gücünüz varsa ve savaşı kazanırsanız ticari mallar, yiyecekler ve ekipman elde ediyorsunuz.
Yeteneklerinizi geliştirerek envanterinize alabileceğiniz eşya sayısını da arttırabilirsiniz. Yeteneklere değinmişken oyunun singleplayer yapısı RPG tarzını benimsiyor. Savaşarak, ticaret yada görev yaparak kazandığınız beceri puanları size farklı sınıflarda farklı puanlar veriyor. Ve bu puanları kendinizi istediğiniz şekilde geliştirmek için kullanabiliyorsunuz. Örneğin savaş alanındaki kullandığınız silahlara göre farklı şekilde gelişim gösterebilirsiniz (Tek elli, çift elli, mızraklar, yay-arbelet, fırlatma silahları vb.) bunun yanı sıra çeşitli özelliklerde bulunuyor. Örneğin eğitim puanınızı arttırarak yanınızda savaşan askerleri daha çabuk geliştirebilir, mühendislik özelliğinizi geliştirerek kale savaşlarında gerekli yapıları daha kısa sürede oluşturabilir, güç puanıyla karakterinizin gücünü yada Karizma ile birliğinize ekleyebileceğiniz asker sayısını arttırabilirsiniz. Savaşlarda ki başarınız ekipmanlarınıza da bağlı. Zayıf bir zırh kolay ölüm demekken güçlü ve kaliteli bir zırh zafer anlamını taşıyabiliyor. Ancak bu ekipmanlar için de para gerekli. Parayı savaşarak, turnuvalara katılıp üstünüze bahis oynayarak, görev yaparak, yağmalayarak ve kralın size bir yeri tımar olarak vermesiyle elde edebilirsiniz. Ancak sizin gelirleriniz de savaşlarla doğru orantıda. Köyünüz yağmalanabilir, kervanlar yola çıkmayabilir veya esir düşebilirsiniz. Kısacası ekonominiz pamuk ipliğine bağlı.
Bu kadar savaş ve ekonomiden bahsetmişken birde savaşın iç kısmını tanıtalım. Savaş alanı en fazla 150 kişi alabiliyor fakat bu sayıyı ayarlardan azaltabilirsiniz. Kalabalık olan bir ordu daha çok askerini savaşa sokabiliyor.Mesela bir askeri sefere yakalandınız sizin 100 askeriniz onların 1700 askeri var,sizden 20 kişi katılıyorsa onlardan 130 kişi katılacaktır. Bu durumdan ne kadar hoşlanmasamda oyuna biraz denge getirmiş. Ancak sayılar biraz orantısız bu yüzdende esir düşmeniz kolaylaşıyor. Sonuçta siz Cüneyt Arkın değilsiniz ve karşınızdakiler de kolay av değil. Öyle bir durumda askerlerden uzaklaşırsanız kaçma seçeneğiniz mevcut ya da birkaç askeri arkada düşmanı oyalaması için bırakabilirsiniz. İkisinden birini uygulamadan önce uyarmak isterim. Savaştan kaçmak grubunuzun moralini büyük ölçüde düşürecek ve savaştan kaçtığınızı duyan birçok lord sizi kınayacaktır.
Kaçmaktan bahsediyorduk değil mi? Kaçmak için harita hızınızın yüksek olması gerek. Yoksa kaçtığınız ordular peşinize düşüp sizi tekrar yakalayabilir ve kıymetli özgürlüğünüzü elinizden alabilir. Bunu istemeyiz bu yüzden harita hızımız yüksek olmalı. Harita hızını etkileyen birkaç faktör bulunmakta. Atınızın olup olmaması, çevikliğinizin yüksekliği, bazı yetenekleriniz, ordunuzun morali, ordunuzun yaya olup olmaması ve gece gündüz farkı. Evet doğru geceleri gerçekten yavaşlıyorsunuz. Kör karanlıkta delicesine koşmaktansa yavaş ve akıllıca hareket etmeyi tercih ediyorsunuz fakat bu tercih sizin elinizde değil, oyunun sunduğu bir tercih. Bu tercih yetenekleriniz geliştikçe biraz sekteye uğruyor.
Oyundaki RPG ögeleri oyunu daha eğlenceli hale getiriyor |
Herkesin kesinlikle denemesi gereken Warband, etkileyici dünyası ile sizi mest edicek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder