7 Mayıs 2013 Salı

Mount&Blade: Warband - Göz Atış

Warband, Mount&Blade'in ilk oyunundan sonra yine TaleWorlds tarafından geliştirilen ve 2010 yılında çıkış yapan; hayali orta çağ temalı bir rol yapma oyunudur. Tüm dünyanın oynadığı ancak yapımını Türklerin üstlendiği oyun, bu yüzden Türkler tarafından daha çok bilinmekte ve oynanmaktadır. Oyun çıktığı ilk dönemden itibaren çok iyi satış rakamları yakalamış ve mod yapımcılarının yaptığı modlar sayesinde çok daha fazla saatler oyuncuları ekran başında tutmuş ve tutmaya devam etmektedir.
Oyunda gerçekçi ve tarihsel modların yanında çok garip ve eğlenceli modlarda bulunuyor;
örneğin Assassin's Creed modundan bir kare
Günümüzde modlanmaya açık oyunlar, oyuncular ve özellikle de mod yapımcıları ve bu işle uğraşmayı seven oyuncular için daha çok rağbet görmekte ve sevilmekte. Oyunun eğlenceli oynanabilirliğine geçmeden önce grafiklere bir göz atalım. Maalesef oyunun tek kötü yanı grafikleri. Oyun en yüksek grafikte bile istenen grafik derecesine ulaşamıyor, yazının başında değindiğimiz modlar bile oyunun grafiklerini kurtaramıyor. Cansız gibi duran atlar, çizimlerinin ana hatlarından oluşan evler ve daha vasat olan birçok kaplama grafikleri yeterli seviyeye bile taşıyamıyor. Fakat iyi yanı oyunun bu grafik açığını kapatacak birçok özelliği var. Mesela her karakter farklı bir tipe sahip. Eğer 5000 askeriniz varsa dahi hepsi tek tek farklı suratlara sahip. Bu bence grafiklerin iyi bir yanı. Üzüldüğüm bir nokta var ki oda ekipmanlar. Birçok ekipman farklılığı var; misal kırık,dengeli vb. Ancak bu ekipman kalitesinin farkı oyuna empoze edilmemiş. Kırık olarak geçen bir eşya ile güçlendirilmiş olarak geçen bir eşyanın görüntü olarak hiçbir farkı yok. 
Seslere değinmeden önce oyunu da bu kadar eleştirmişken belirtmek isterim ki bir savaşta rakibimizin askerlerini yakın dövüş silahları ile öldürdükçe üstümüz kan olacak ve bir süre sonra tamamen kanla kaplanacağız. Bu savaşta ileri atılma, saldırma gücü veriyor resmen fakat tepelerdeki ağır arbeletlilerin okları sizi normale döndürüyor(!)
Grafikler yeterli seviyede olmasa da sizi tatmin edicektir
Oyunun grafiklerini yeterince eleştirdiysek gelelim seslere; şaha kalkmış bir atın kişneme sesi, çeliğin çeliğe çarpma sesi ve ölen bir adamın boğuk çıkan sesi. Hepsini Warband'da bulabileceksiniz. Warband etkileyici dünyasında sesleri neredeyse bire bir oturtmuş. Kirişten çıkan bir okun sesi, kınından çıkan silahın sesi ve bir atın toynak sesleri. Savaşı evinize getirmeye yetecek düzeyde olan ses kalitesi sunuyor bize. Ve en önemlisi, eğer savaşı kazanırsanız savaş sonu askerlerinizin sevinç naraları. Evet galibiyetin sevinciyle coşan askerlerimiz naralar atıyor. Huraaaa, hurrraaaaa.
Atların yere sertçe çarpan toynak sesleri, size ölümü getiren süvarilerin habercisi!
Bayrak Kapmaca, Takım Savaşı, Kale Kuşatması gibi bir çok oyun stiline sahip olan Warband yakanızı Multiplayerda da bırakmayacak. Arkadaşlarınızla beraber oynarken keyif alabileceğiniz bir oyun arıyorsanız doğru adrestesiniz. Warband adam öldürme üzerine para kazanılan ve kazanılan parayla seçilen ülkenin, seçilen birimine özel envanteri(silahlar, zırhlar) alabileceğiniz bir multiplayer altyapısına sahip. Oyunda server sistemini pek çözemedim. Sanırım parayla server alınıyor. İsterseniz botlarla tek başınıza da oynayabilirsiniz. Ya da arkadaşlarınızla beraber olup botlara karşı savaşabilir,farklı takımlarda olup botlara hükmederek savaşabilirsiniz de. Multiplayer'ın en güzel özelliği ise Warband için geliştiren modlarla uyumlu olması. Her modu server bulduğunuz sürece multiplayer olarak oynama imkanına sahipsiniz. Talewords'un oyunculara yaptığı en büyük iyiliklerden biri modlarla barışık olması ve bu multiplayerın aktifliğini gerçekten etkiliyor.


Savaş alanları atmosfer bakımından başarılı
Savaşlarla bölünmüş Kalradya'ya barış getirebilecek misiniz?
Kalradya adında bölünmüş bir diyar içerisinde Kergit Hanlığı, Svadya Krallığı, Rodok Krallığı, Sarranid Sultanları, Nord Krallığı ve Veagir Krallığı olmak üzere 6 devlet bulunmakta ve her devlet kendini diyarın imparatoru olarak görüyor kendine özgü bir şekilde. Her krallık kendine özgü birimlere ve silahlara sahip. Her ülkenin birbirine karşı farklı alanlarda üstünlüğü var ve bu çok iyi dengelenmiş. Misal Kergitler açık alanda çok üstün olmalarına rağmen Rodok ve Nordlar kalelerde sağ asker bırakmıyor. Devlet yapay zekaları gerçekten iyi. Çoğu devlet iki cephede birden savaşmak istemiyor ve gerektiğinde diğer bir devletle ateşkes antlaşması imzalıyor. Fakat bu ateşkesler uzun sürmüyor. Sürekli sınır vakaları gerçekleşiyor. Misal bir köy diğer devletin imarında bulunan bir köyden inek, kız kaçırıyor ya da bir kral rakip topraklarda ki köyü kendine vergiye bağlıyor. Zorda olsa bir kral lordlarını başka bir krala kaptırdığında savaş açabiliyor. Krallıkların en önemli noktalarından biri gerçekteki milletlerden esinlenmiş olmaları. Örneğin Svadya, Rodok ve Nord daha Avrupa tarzı, Sarranidler Arap ve Kergitler de Türk-Moğol tarzı bir savaş ve millet yapısına sahip.
Oyunda ne yaparsanız yapın savaşlar ticaretin can damarını oluşturuyor ve ticaret bizim kendimizi geliştirebilmemizin en önemli yollarından biri. Ticaret köyler ve kervanlar vasıtası ile yapılıyor. Üretimi yapan köy kervanlar aracılığı ile malları şehirden şehire dolaştırıyor. Ve bir kervan savaşın en karlı yönünü oluşturuyor.Eğer ki kervanı yakalayıp yenebilecek gücünüz varsa ,buraya dikkat çekmek istiyorum eğer yeterli gücünüz varsa ve savaşı kazanırsanız ticari mallar, yiyecekler ve ekipman elde ediyorsunuz. 
Yeteneklerinizi geliştirerek envanterinize alabileceğiniz eşya sayısını da arttırabilirsiniz. Yeteneklere değinmişken oyunun singleplayer yapısı RPG tarzını benimsiyor. Savaşarak, ticaret yada görev yaparak kazandığınız beceri puanları size farklı sınıflarda farklı puanlar veriyor. Ve bu puanları kendinizi istediğiniz şekilde geliştirmek için kullanabiliyorsunuz. Örneğin savaş alanındaki kullandığınız silahlara göre farklı şekilde gelişim gösterebilirsiniz (Tek elli, çift elli, mızraklar, yay-arbelet, fırlatma silahları vb.) bunun yanı sıra çeşitli özelliklerde bulunuyor. Örneğin eğitim puanınızı arttırarak yanınızda savaşan askerleri daha çabuk geliştirebilir, mühendislik özelliğinizi geliştirerek kale savaşlarında gerekli yapıları daha kısa sürede oluşturabilir, güç puanıyla karakterinizin gücünü yada Karizma ile birliğinize ekleyebileceğiniz asker sayısını arttırabilirsiniz. Savaşlarda ki başarınız ekipmanlarınıza da bağlı. Zayıf bir zırh kolay ölüm demekken güçlü ve kaliteli bir zırh zafer anlamını taşıyabiliyor. Ancak bu ekipmanlar için de para gerekli. Parayı savaşarak, turnuvalara katılıp üstünüze bahis oynayarak, görev yaparak, yağmalayarak ve kralın size bir yeri tımar olarak vermesiyle elde edebilirsiniz. Ancak sizin gelirleriniz de savaşlarla doğru orantıda. Köyünüz yağmalanabilir, kervanlar yola çıkmayabilir veya esir düşebilirsiniz. Kısacası ekonominiz pamuk ipliğine bağlı. 
Bu kadar savaş ve ekonomiden bahsetmişken birde savaşın iç kısmını tanıtalım. Savaş alanı en fazla 150 kişi alabiliyor fakat bu sayıyı ayarlardan azaltabilirsiniz. Kalabalık olan bir ordu daha çok askerini savaşa sokabiliyor.Mesela bir askeri sefere yakalandınız sizin 100 askeriniz onların 1700 askeri var,sizden 20 kişi katılıyorsa onlardan 130 kişi katılacaktır. Bu durumdan ne kadar hoşlanmasamda oyuna biraz denge getirmiş. Ancak sayılar biraz orantısız bu yüzdende esir düşmeniz kolaylaşıyor. Sonuçta siz Cüneyt Arkın değilsiniz ve karşınızdakiler de kolay av değil. Öyle bir durumda askerlerden uzaklaşırsanız kaçma seçeneğiniz mevcut ya da birkaç askeri arkada düşmanı oyalaması için bırakabilirsiniz. İkisinden birini uygulamadan önce uyarmak isterim. Savaştan kaçmak grubunuzun moralini büyük ölçüde düşürecek ve savaştan kaçtığınızı duyan birçok lord sizi kınayacaktır. 
Kaçmaktan bahsediyorduk değil mi? Kaçmak için harita hızınızın yüksek olması gerek. Yoksa kaçtığınız ordular peşinize düşüp sizi tekrar yakalayabilir ve kıymetli özgürlüğünüzü elinizden alabilir. Bunu istemeyiz bu yüzden harita hızımız yüksek olmalı. Harita hızını etkileyen birkaç faktör bulunmakta. Atınızın olup olmaması, çevikliğinizin yüksekliği, bazı yetenekleriniz, ordunuzun morali, ordunuzun yaya olup olmaması ve gece gündüz farkı. Evet doğru geceleri gerçekten yavaşlıyorsunuz. Kör karanlıkta delicesine koşmaktansa yavaş ve akıllıca hareket etmeyi tercih ediyorsunuz fakat bu tercih sizin elinizde değil, oyunun sunduğu bir tercih. Bu tercih yetenekleriniz geliştikçe biraz sekteye uğruyor.
Oyundaki RPG ögeleri oyunu daha eğlenceli hale getiriyor
Şimdi zaman, silah kuşanıp atınızı düşmanın üzerine sürme zamanı! Onları yeryüzünden silebilecekmisiniz? Adınızı Kalradya tarihine yazdırabilecek misiniz? Şimdi size soruyorum. Tüm bunları gerçekleştirirken, bir krallığın gölgesinde mi yürüyeceksiniz yoksa, güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar Kalradya'ya mı hükmedeceksiniz? Karar sizin.
Herkesin kesinlikle denemesi gereken Warband, etkileyici dünyası ile sizi mest edicek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder